16 Şubat-23 Şubat.. İkisi bir arada
Geçtiğimiz haftanın beni en fazla etkileyen konusu; genelkurmay başkanı Sn. Büyükanıt'ın Amerika'da büyükelçiliğimizde yaptığı konuşmaydı. Sn. Büyükanıt "1923 ten beri ülkemizin böyle büyük tehdit altında kalmadığı" nı söylemişti. Eh kendi fikri böyle olabilirdi. Buna da sözümüz olmazdı. Lakin asıl vahim olan Washington da oturan ve büyükelçilikteki resepsiyona katılan Türkler "kurtar bizi paşam" diye tempo tutmuşlar ve generalin konuşmasını defalarca alkışlarla kesmişlerdi. Böyle bir hal dünya tarihinde görülmüş müydü?
Bir diğer konu da "Milli kuvvetler" manasına gelen paramiliter örgütlenmelerin memleket sathında etkili olma çalışmalarıydı. Bunlardan medyaya yansıyan bir videoda bir emekli asker silah bayrak ve kutsal kitap üzerine "ölmeye ve öldürmeye" diye yemin ettirmekteydi. Memleketin işgal altında kaldığı özel durumlarda örgütlenmesi gereken böylesi yapılar için neden böyle bir zaman seçilmişti?(Bu emekli asker daha sonra televizyonlarda yaptığı konuşmalarda silah oyuncak idi, zaten şaka yapıyorduk mealinde kıvırmalar ile de riya tarihine geçti)
Mini Test
Amerikan genelkurmay başkanı ülkemize ziyarete gelse ve büyükelçilikte bir resepsiyon verse. Konuşması esnasında Türkiyede oturan amerikalılar toplu halde "kurtar bizi paşam" diye tempo tutsalar acaba ne düşünürdü?
a. Böyle bir resepsiyon olamaz
b. Türkiye deki Amerikalıların kurtarılmaya ihtiyacı yoktur. Kurtarılması gereken Türklerdir.
c. Adam "herhalde şaka bu!" diyerek gizli kamera aramaya başlardı.
d. Türkiyenin özel durumu bunu gerektirmekte, Cumhuriyetin temel ilkeleri devamlı kollanmak ve korunmak zorunda olduğundan zaman zaman ayar verilmesi uygun olmaktadır. Kendini bilmezlere Vatanımızın sahipsiz olmadığı anlatılmalıdır.
Şimdi de gidelim Fransa'ya ve bu defa da ikinci dünya savaşı esnasında uzun süre işgal altında kalmış olan bölgelerde emekli Fransız subaylarının paramiliter örgütlenmeler gerçekleştirdiği ortaya çıkıyor olsun. Siviller "Liberte" teşkilatları bayrağı altında toplanıyorlar haberi gazetelerde yayınlanmış olsun..
a. Sen ne diyon ya?
b. Fransızlar kendi ülkelerinin işgal altında olduğunu neden düşünsünler?
c. Bu işi örgütleyenler tutuklanır.
d. Vatanımızın özel durumu, Fransa ile kıyaslanamaz.. Zira dört tarafı düşmanlarla çevrili, herkesin bir kıstırsak da icabına baksak dediği bu demokratik laik hukuk guguk.. Adriyatikten Çin seddine şu çılgın ve kahraman Türkler, Çanakkale de sırtında mermi, hepsine cezaları verilmeli, vatana kastedenler..
Evet buraya kadar.. Cevaplamak zorunda falan değilsiniz. Hatta cevaplamazsanız daha da memnun olurum.
Yazının buraya kadar olan kısmı geçen hafta ile alakalıydı.. Bu haftaki programda ise ne benim halim vardı ne de kanlı bir gündem.. Genç Parti yandaşlarının mailli tepkilerine doğrusu şaşırdım. Ben İşçi Partililerden tepki beklerken onlardan geldi. Eh dinlenme oranımız da fena değilmiş doğrusu. Mazhar'ın dediği gibi ite kaka da olsa program bir şekilde geldi geçti. Kastamonu'lu ağabeyin "Melmekedin pedrolünü sattulaa, dış borcu 400 milyar dolara çıkardulaa" muhabbeti olmasaydı tadı tuzu yoktu. Eh kanlı canlı bir gündem olaydı göbekten girerdik..
Sevgiler
Doktor