doktor&hesapci

TGRT-FM de Cuma günleri saat 20.00 civarlarında yayına giren programın paralelinde fikir alışverişi için yapılmış bir blog dur. Yorumlarınızı bırakmakta nazlanmayın.

Saturday, November 18, 2006

17 Kasım 2006. İnternet ahalisine teşekkürler

İnteraktif dinleyici sen bir tanesin.
Programın yeni aldığı şekilde msn-messenger programı üzerinden katılanların ve kısa mesajların etkisi büyük. Eskisi gibi uzun konuşmalar yapamıyoruz belki. Bir konu üzerinde odaklanma halimiz de olmuyor. Ancak hepsinin ötesinde program çok dinamik bir hale dönüştü. Bir elimde mouse, bir gözüm messenger ekranında, diğer gözüm sms leri takipte. Hani dur durak olmadan vakit doluyor. Devamlı katılımcılarımıza, yeni katılmaya başlayanlara ayrı ayrı teşekkür ederim. Sanırım bu şekilde bir ortak akıl yakalama durumumuz da olabilir. Dinleyicilerden "en" seçimi yapacağım yakında biline. Mesela "en tacizkar" seçimi şimdiden belli: Adil.

Hasan amca:
Umumiyetle kişi odaklı olmadığımı, yaradılan herkesi ve herşeyi yaradana hürmetten hoş görme eğiliminde olduğumu söylemek isterim. Ancak son zamanlarda dinleyicilerin de farkettiği şekilde bir patolojik durum söz konusu. Hasan amcamız inad ile ve bıkmadan, usanmadan meşum cümlelerini arka arkaya sıralıyor. Beni arayıp bulması, hastanede ziyaret etmesi, cep telefonumu edinmesi, evden arayıp konuşması ve ille de Türk fikir hayatının önemli bir elemanı olduğunu isbata çalışması da bünyemi fazlasıyla yordu. Hani dinleyicilerimizden bazıları kısa mesaj yollayarak kendisinden ne kadar bunaldıklarını ifade ettiler de, bendeki durum bilinsin istiyorum. Kararım ise şimdilik heybede neler var ise anlatmaya devam etmesine izin vermek. Sınırlarını merak ediyorum. Bu merakımın geçmesi için sizler de katlanacaksınız. Üzgünüm.

Söyleyemediklerim:

Yahu hiç bir askeri yetkilinin "bir ülke ile ilişkileri askıya aldık" açıklaması olabilir mi? Hangi sivil irade bunu kabul eder? Tabii ki generaller konuşunca da uyanık Fransızlar "askeri dinledik ama hükümetiniz ne diyor?" manasına gelen laflar söyleyip bizi açık düşürürler. Vatanseverligin nasıl olacağını bir öğrenemedik gitti. Ve şahsi olarak da çok beğendiğim bir asker olan İlker Başbuğ'un "şahinleşme" tuzağına düşmesini kafam çok almıyor. Böylesi "umur görmüş" askerlerin sivil irade ile ilişkilerinin çok daha iyi olması beklenir iken ve başka bir çıkış yolu da yok iken. Heyhat.

Ecevitlerin ilişkisini "aşk" değil "anti aşk" bir patolojik ilişki olarak görüyorum. Rahşan hanımın ölüme hiç kendini ve etrafı hazırlamamasından tutun da, akrabadan kimsenin ortalıklarda olmamasına kadar. (ha Can Dündar vardı Rahşan hanımın doğuramadığı evladı olarak ortalıklarda yeter degil mi?)Zor bir hayat. Çay, sigara, pöti bör bisküviler, bahçeyi seyretmek, periyodik olarak Bülent beyin saçlarının boyanması. Böyle yazık bir durum.

Sevgi ile

doktor

Sunday, November 12, 2006

3 kasım-10 kasım 2006..kısa kısa

Memnundum programın gidişinden. Dinleyicilerin ve katılımcıların bolluğundan. Havamız da iyiydi. Hani olsa bir saat daha giderdi. Ara başlıklara geçelim.

Kafa karışık:
insanımızın kafası gerçekten karışık. Ya da derin dondurucunda uzun süre kalmış gibi katılaşmış. Avrupa birliği ya da komşularımızla ilişkileri bir dereceye anlarım da Ecevit konusunda bile doğruyu seçememe durumu belirgin.

Ecevit:
Her insanın neticede gideceği yere gitti. Sağcıydı, demokrat taklidiydi, şairdi. Asla devlet adamı ya da usta siyasetçi olamadı. Kısmet bu ya iktidar dönemlerinde hep yokluklar vardı. Böyle hatırlanacak. Tagore çevirilerinden de bahsedilir zaman zaman.

Kalın sağlıkla

Mesothelioma Asbestos, Mesothelioma Cancer, Malignant Mesothelioma, Mesothelioma Attorney.
Mesothelioma