Malumunuz program yapmaktaki temel amacımız kendimize iyilik etmek. Öyle faydalı olalım, insanlara mesaj verelim, iyiye doğruya güzele doğru yol alalım derdimiz hiç mi hiç yok. Kendi aramızda sıkı muhabbet olunca, dinleyici de keyif alıyor. Dün akşam öylesi akşamlardandı. Konudan konuya atlayarak gittik (burada aklımıza ormanda hoplaya zıplaya giden, diğer hayvanlara laf atan neşeli tavşan kardeş geliyor.. cizgi filmlerin değişmeyen karakterlerinden ve salaklığına rağmen başına hiç bir şey gelmeyen tavşan kardeş). Arayanların kahir ekseriyeti yeni katılanlardı. Türkan hanım ve Hasan amca gibi duayenler elbete ki vardı.
Pijama pikniği:
"Hasan amca bizi diskoya götür" muhabbeti geçmiş haftalarda kalmıştı.. Hasan amca"buyrun gidelim" deyince, tırsak elemanlar diskoya gitmekten vazgectiler. Bir baska dinleyicinin teklifi ile piknik fikri ortaya çıktı. Nihayet bir kamyona doluşmaya ve de diskonun önünden geçip pikniğe gitmeye karar verdik. (askeri jargonda disko: disiplin koğuşu. biz harbi disko nun önünden geçecez.. nasıl olsa girmeyeceğimize göre np). Piknik deyince de ille pijamalı olsun dedik. Önümüzdeki haftadan itibaren mail yoluyla talep toplamaya başlamak dersindeyiz. Cizgili pijama (tercihan lacivert beyaz) ve beyaz atlet (en klasiğinden erdem çamaşırları yahut bilmemkaç yıldız) mecburi olacak. Bunu bulamayanlar için de dinleyicilerimizden yardım isteyip piknik günü eksik pijama sayısı kadar getirip satmasını sağlayacağız. Unutmadan piknik üzgünüm ama "sadece erkek" pikniği olacak. Zira o pijamalarla top oynarken paçasına basılma ve popo çatalının açıkta kalması gibi durumlar çok olur. Bu da nazik bayan dinleyicilerimizi bozar.
Akşamdan kalan:
Van Savcısının meslekten men edilmesini ucundan bahsederek geçistirdik. Malum öncelikle izlerin belirginleşmesini bekliyoruz.. kedi izi, dinazor izi falan birbirinden ayrılsın. Sonraya yorumlayacaz.. Ama temelde savcıların ceza isterken çok merhametsiz davrandıklarında mutabık kaldık. Şemdinli olayları ise "baba dur bakalım hayırlısı" diyerek kafamızda nadasa bırakıldı..
Ahmedinecad gibi cok sivri adamların kendi ülkeleri ve fikirlerine asla faydalarının olmayacağından bahsettik.. İran da başını sıkı bağlamayana verilecek 55 dolar cezanın çok salakca (programda saçma dedim, burada rahat rahat atıyorum) olduğunu da söyledik.
Siyasi yorum yaparken belli bir model üzerinde düşünmenin yanlış neticelere vardırsa bile insana bakış açısı verebileceğinden bahsettik. Ve tabii ki medyada bağır çağır verilen haberlerden ziyade küçük fakat önemli haberlerin peşinde olmayı önerdik.
Hesapçı formundaydı.. "artık düzenli gel baba ya" şeklinde ona da yaltaklandık..
ve son olarak da Müslüm Gürses in Murathan Mungan projesi olarak ortaya çıkmasına da üzüntümüzü ifade ettik (bu ne Müslüm baba ya? Bu ne! Murathan Mungan elbette nazik bir agabeyimizdir lakin biz Müslüm baba ya harbi bozulduk).. Olmasa Mektuuubun yazdıkkların ollmasa... diyerek bitirdik..
Hadi hayırlı işler..
Doktor