22 Aralik 2006.. sine-i millet ve otesi..
Öncelikle blogumuzu okuyan ve yorum yapan, buranın hayat bulmasına yardımcı olanlara gönülden teşekkürler. Hislerini ve fikirlerini ifade etmede zorlanan bir milletin fertleri olduğumuzdan, nerede güzel bir ifade görsem içerikten bağımsız olarak çok seviniyorum. Belgin Hanım'ın yazdıkları da beni çok mutlu etti. İçerik yönüyle de son derece dolu ve öğretici. Tekraren eline-diline-aklına sağlık..
Sine-i Millet:
Baykal ve avanesinin yalancıktan sine-i millete dönme numaraları da kof çıktı. Özellikle patronlar kulübü olan TÜSİAD ı hükümete karşı erken seçim lehinde kışkırtmaları da ters tepti. Bu durum geçen haftanın en eğlenceli hadisesiydi. Peki Baykal ne yaptı? Suya sabuna dokunmayan bir cevap verdi ve kenara çekiliverdi. Bu şekil hareket edenlere "bal yapmaz arı" deniyor. Sadece siyasette degil. Her konuda. Sine-i millete dönecek delikanlılıkta adam patronlar kulübünün beyanatına karşı sert bir açıklama yapabilmeliydi. Efendim? Duyamadım.. Pardon..
Sevgi ile
doktor
posted by doktor yagci @ 10:36 AM
5 Comments:
SEVGİLİ(!) DİNLEYİCİLER İÇİN DOKTOR'UN GERÇEKLERİ Biiir) Doktor göründüğü kadar zeki değil; bu imaj onun hakkı değil; sadece çok mükemmel konuşuyor. Bir de gülmese ;) İikii) Doktor'un kumlar üzerine serilecek ne gibi bir bünyesi var çok merak ediyorum! Üüüç) DOKTOR=dönek : Hatırlıyor mu bilemem ama en başlarda "aramızda donanım problem değil konuşabilirsin" demişti; sonra bir baktım... Neyse... Döööört) Doktorla atışınca neden Hesapçıyla da otomatik olarak atışmış oluyoruz ben bunu anlamış değilim.O da kızmış bana.Olmadı şimdi; oysa doktor bana "donanımsız" dediğinde Hesapçı "ya da donanımını ifade edecek donanım" demişti ve ben bundan çok hoşlanmıştım. Ve Beş) Doktor'un sesi bana samimi gelmişti bugün anladım "yurttan Canan" gibi ifadelerle başından beri benimle alay ediyormuş; iyi eğlenin ya da eylenin, hiç farketmez Dinleyiciler için epey aydınlatıcı bir yazı oldu ee bu durumda bana da bir 'lo lo lo' bakarsınız artık
Canan;
Zeki olduğumu hiç bir zaman iddia etmedim, ki buna insanın kendisi karar veremez. Ancak mesleki eğitim ve tecrübem "normal" olan ile "normal dışı" olanı ayırabilmemi sağlar. Senin tavrın kesinlikle normal değil. Sana kolay gelsin. Bundan sonra yazdıkların herhangi bir yankı bulmayacak bu yakada.
Hoş bir program oldu, eğlendik. Ekip tamam olunca dinlemenin daha tatlı geldiğini belirtmeliyim. Büyük bir sabır ve sebat işi. Bu ekip takdiri fazlasıyla hak ediyor. Arada bir can sıkıcı mesajlar duyuyoruz, ya bir de duymadıklarımız. Doğrusu büyük sabır ve meziyetler gerektiren bir iş.
TAHSİLLİ CEHALET
Bu makaleyi doktorun tavsiyesi üzerine birkaç kez geri dönüşlerle okudum. Hoş tavsiye etmemiş olsaydı da mecburen geri dönüşlerle okuyacaktım , çünkü bir okumayla ifadeyi anlamak bu metinde oldukça zor. İçerik ve tespitler çok orijinal. Sosyalizmin olmayan kudsiyetine inanan bu taife mensuplarının her konuyu bu mihfal üzre işlediğini hesaba katmazsak oldukça kaliteli tespitler olduğunu kabul etmek lazım. Benim sorunum dil ile , programda yaptığım eleştiri her ne kadar, Osmanlıca ifadelerden kaynaklanıyor gibi görünse de, kastım o değil di. Osmanlıca ata dilimizdir her ne kadar (zorla) onu öcü lisanı gibi horlasak da, ruhumuzda mayamızda yeri var. Kastım akademik dil dediğimiz ne idüğü belirsiz çivi gibi ifadeler idi.
Az önce mail kutumda tam da Tanıl Bora’nın bahsettiği türde bir mail buldum. Konu şu ‘’ Bazı çevreler tarafından cumhurbaşkanlığına aday gösterilen Bülent Arınç’ın kim olduğunu biliyor musunuz diyor. Menemen olayını çıkartan esrarkeşin torunuymuş ve dede Yunan vatandaşlığına geçmiş ,şu an mecliste onun gibi soyu belli olmayan yüzlerce milletvekili varmış vs. ‘’
La havle … dedim sildim.
DOKTORUN ZEKİ, ÇEVİK, ATLETİK…
Doktor samimi olarak söyleyeyim ki bazen senin adına çok üzülüyorum. Yolunu şaşıran senin dükkana geliyor. Allah kolaylık versin, huzur içinde evceğizinde keyif yapmak varken zor bir işe talip olmuşsun. Bak zeki değil diyorlar, cüsseninde pek atletik olmadığını ima ediyorlar, azcık daha sıksan diplomasıda sahte diyecekler,
BAŞTÜRKMEN
Heykeller, caddeler, sokaklar, alanlar, resimler,….. bildik bir diktatördü işte. Tek farkı biraz daha cıvıl cıvıl, içi renkliydi. Şimdi acaba kardeş devlet nasıl bir yol tutacak merak ediyorum. Ruhnama’ya kudsiyet bahşedip kariyer kitabı mı yapacaklar, yoksa bırakıp bu işleri adam gibi bir yol mu tutacaklar.
SİNE-İ MİLLET
Demokrasi böyle işte, kendine (demokrasiye) itimadı olmayanlara bile hak tanıyor. Zulu kabilesinin demokrasiyi sindirdiğine inanırımda chp nin sindirdiğine inanamam. Çünkü o vakitte hücceten gider. Demokrasinin fiiliyatını bırak, adı bile chp’yi kırmızı görmüş boğaya çeviriyor, mümkünmü ki demokratik bir uygulamayı, huzuru saygı ile karşılasın.
ORDUMUZ
Ordumuz dünyanın 7. büyük ordusu imiş. Gülay Göktürk’ün yaptığı hesaplamaya göre, nufus ve araziye oranla 3. büyük oluyormuş. 1-K. KORE 2- G. KORE 3- TÜRKİYE üzerinde düşünmeğe ve konuşmağa değer bir konu. Doktorun asker bir aileden geldiğini göz önünde tutarsak söz ona düşüyor.
PAYLAŞIM
Doktor , beğendiğin ve okumağa değer bulduğun makaleleri bizimle paylaşmağa ne dersin. Daha çok yazı blogda yer alırsa, daha hoş olmaz mı. Selam ve hürmetlerimle Mazhar
ÖZÜR:
Doktor,yazdığım şeyler size bu kadar çirkin bir biçimde geri döndüğü için çok üzgünüm ve sizden özür diliyorum.Amacım bu sevimsiz durumun sona ermesine katkıda bulunmaktı ama unuttuğum bir şey vardı o da ''CEHALETİN VEBA KADAR TEHLİKELİ BİR HASTALIK'' olduğuydu.
ÇOK ÜZGÜNÜM,HASTALARA ACİL ŞİFALAR DİLERİM. Belgin
Belgin;
Bir makale kalitesindeki ve içerik özelliğindeki yazın için teşekkürler. Algı düzeyi ortalama birisi için dahi son derece faydalı, kişiyi düşünmeye itecek maddeler sıralamışsınız. Bırakın özür dilemeyi, aksine hayra vesile oldunuz. Samimi teşekkürler.
Mazhar;
Her hafta ille de ne yazmış diye heyecanla yazdıklarını takip ediyorum. Hem her anı dinleyen birisinden alacağımız eleştiriler bizi yönlendiriyor hem de kendimizi gözden geçirme fırsatı buluyoruz. Devam et lütfen.
Post a Comment
<< Home