doktor&hesapci

TGRT-FM de Cuma günleri saat 20.00 civarlarında yayına giren programın paralelinde fikir alışverişi için yapılmış bir blog dur. Yorumlarınızı bırakmakta nazlanmayın.

Sunday, October 29, 2006

20 ekim-27 ekim 2006.. yine ikisi bir arada

Adet olacak herhalde iki kısım tekmili birden yazılar yazmak. Şimdilerde anlıyorum ki gazetelerde hergün yazmak hakikaten zor bir işmiş. Hele de haftada beş gün yazan köşe efendilerini tebrik etmeli. Dönelim mevzulara.

Ramazan ayının son cuması İstanbul trafiğinin felç olması ve aynı akşam bir depremle sarsılmamız, üstelik bundan da programda önceden bahsetmiş olmamız ilginç oldu. Halen de depremi bekleyen bu şehirde bunca inşaatın ve bunca yol yapımının aynı anda olmasının cinayet olduğu düşüncesindeyim. Derdim kimseyi korkutmak degil. Ama ille de çok dikkatli olunmalı.

son hafya siyaset konuşmak istemedik. Büyüklerimiz bilirler dedik. Ama içimde kalan Erkan Mumcu'nun başbakanın hasta numarası yaptığı suçlamasına dayanamayıp cevap verdim ferahladım..

Hoş kalın
doktor

26 Comments:

At 12:48 PM, Anonymous Anonymous said...

BLOG
Doktor blogu ihmal etme uzun uzun yazmasanda, kurtlarımızı dökebilmemiz için bize yer açman lazım. Kısacık bir tarih ve başlık bile yetebilir. Hem bellolmaz ilerde blog ciddi bir tartışma ve paylaşma ortamına dönüşebilir.
DOKTORU EVE ALIR MISINIZ ?
Asla, adam zevk sahibi, kültürlü, entellektüel, Okuduğunuz kitaplara burun kıvırıp gazetenize yan bakabilir. Size haz veren şeyleri anlamsız bulabilir. Tutarsızlıklarla örülü olsada mutlu olduğunuz yuvanızda değerlerinizi kökten sarsabilir. Niye yaptığınızı hiç düşünmediğiniz bir çok şeye, niye yapıyorsun diye sorma cüretini gösterip, şapa oturtabilir sizi. Ağır adamlarla takılır. Önünde el pençe divan duracağınız devlet ağırlığı yoktur protokolle arası olmaz , hoş iki büklüm garibanlık ayağına takılsanız da zırnık koklatmaz, ağız yarıştırmağa hiç gelmez adamda dil iki karış ! hem öyle her yemeği de beğenmez. En iyisi siz ağzınızın tadını bozmayın.
Programda böyle yapıyor da eve gelince değişir mi bilemem.
HESAPÇI
Hesapçı ile doktor arasında ki limitleri aşan dostluk ve ünsiyete ahenge imreniyorum, su katılmamış dostluk. En derin mesajda bu bence, her programda bu samimiyeti, ünsiyeti seyretmekteyim, hesapçının yokluğunda çekilen hasreti… kıskanmaya başladım, onun için baltayı hep oraya vuruyorum. Abi sana başka partner mi yok ya …?
Doktoru mu daha çok seviyoruz yoksa hesapçıyı mı ? Onların dostlukları bana ikisinden de daha sevimli geliyor.
Selam ve muhabbetlerimle dinleyici mazhar

 
At 8:35 AM, Anonymous Anonymous said...

Valla doktor da hesapçı da kalite şahsiyetler.Onları tanımış olduğum için kendimi şanslı buluyorum.Hani diyorum yılda bir kez falan programın dinleyicileri olarak tanişma buluşma organizasyonları düzenlesek.Aynı frekansta buluştuğum insanları merak da etmiyorum değil.. Hem madem doktoru eve alamıyoruz,bari dışarda görelim.Öyle değil mi sevgili Mazhar?Ne dersin?NİLGÜN

 
At 9:02 AM, Anonymous Anonymous said...

doktor hikayeleriniz sanırım fazla cüretkar. ilginç...

 
At 1:43 PM, Anonymous Anonymous said...

cüretkar belki burada doğru manayı vermeyebilir. Yazdıklarınız biraz sansür gerektirmekte. Sizin bu tarz şeyler yazmanız da beni çok şaşırttı. Çoğu yerde Ahmet Altan'ın ucuz romanlarından farksız. Sizin yazdığınızı düşünmek bile istemiyorum. Açıkçası hayal kırıklığına uğradım. Umarım tepkilerim birşeyleri değiştirir.

selametle..

 
At 4:26 AM, Blogger doktor yagci said...

Son iki notu yazan sahsa cevabimdir: yazdıklarımdan memnunum. O hikaye benim ilk ciddi üçüncü tekil şahıs ağzından yazma denememdir. Sonraki okumlarda da çok kötü bulmadığım bir yazıdır. Anlayamadığım nokta yorumunuzu neden o blogda ve ilgili yazının altında yapmadığınız ve de neden isminizi yazmadığınız.
doktor

 
At 3:27 PM, Anonymous Anonymous said...

yazılardan memnun olmanız sizin sorununuz ama genel olarak sizinle aynı görüşleri paylaşan birisi olarak ben rahatsız oldum doğrusu. eleştirilerin oraya yazıldığını bilmiyordum o yüzden buraya yazdım. bir daha ki sefere orayı deneriz.

selametle.

 
At 5:59 AM, Blogger doktor yagci said...

Hayatta ve futbolda herşey mümkündür derler. Eh sizin ölçülerinize göre az "kabak" çıktıysam da kısmet. Sevgiyle

 
At 2:17 AM, Anonymous Anonymous said...

Bloga isimsiz yorum yazan arkadaşlardan rica ediyorum. Lütfen kaçak güreşmeyin.
Blogu takip eden ve yorum yazan kişileri zan altında bırakmaya,kafalarda soru işaretleri oluşturmaya hakkınızın olmadığını belirteyim.
Sn X. Ahmet Altan'ın romanlarını ucuz buluyorsunuz ama! okumuşsunuz...
Demekki ilginiz var o tarz yazılara.
Başkası yazarsa okurum. Dr yazarsa kınarım düşüncesi sığ ve komik.
Hoş doktorun bu tarz baskıları zerrece kale almayacağını da biliyorum..
Kervan yürür misali.

Zehra

 
At 10:01 AM, Anonymous Anonymous said...

sayın zehra

kaçak güreşmekle ne alakası var? ismim x veya z ne farkeder? bu foruma sürekli yorum yazanlardan değilim. üstelik bu foruma sürekli yazan bile olsa farklı isimle yine yorum yapamaz mı sizin mantığınıza göre?

Ahmet Altan ın romanlarının içeriğini bilmem onu okuduğum anlamına gelmez. hem okusam bile bundan gocunmam. Altan ın çizgisi belli fikri belli. siz burada Altan la Doktoru bir tutarak Doktora haksızlık ediyorsunuz zannımca.

burada baskı felan yok. zorla Doktora yazma demiyoruz. sadece eleştiri yaptık ki sizin bu kadar tepki göstermenizin manasını da anlayabilmiş değiliz!

ayrıca Doktor gerekli cevabı verdikten sonra sizin bu yorumunuz Doktorun avukatı olduğunuz konusunda fikir uyandırmış durumda kafamda.

ve son olarak madem eleştirdikçe, yorum yaptıkça bunu araştırmak yerine (ki o hikayeleri okumadığınıza da eminim) işkembe-i kübradan sallamayı tercih ettiniz varsın kervan yürüsün..

saygıyla..

 
At 10:22 AM, Anonymous Anonymous said...

Sevgili dostum, "zehra" doktorun 1 numaralı şakşakcısıdır, ezelden beri.

 
At 12:36 PM, Blogger doktor yagci said...

Savaş Ay olsam çok sevinirdim, "anaaa tartışma çıktı,kavga çıktı" diyerek. Mevcut durumda ise sadece "baba bu ne ya?" demekle yetiniyorum. Meraklısına Sait Faik okumaktan da Bukowski okumaktan da dehset keyif alıyorum. Gerçek suç, varoluşsal felsefe ve casus romanları da ilgimi çeker. Kısacası bu kadar geniş yelpazede okuyan birisinden kimi zaman öyle kimi zaman da böyle yazılar çıkabiliyor. Yeniden okumalarda da yeterince detaylı olmadığı, çıraklık olmasa da ancak kalfalık hikayesi olabileceğini düşündüm. Edit edip yeniden yollayacağım. Eleştiriye konu kısımları ise asla çıkartmayı düşünmüyorum. Bu budur. Hayatlarımızın önemli bir parçasını konuşmak neden bizi yorar ki?

 
At 4:07 PM, Anonymous Anonymous said...

'hayatlarımızın önemli bir parçasını konuşmak bizi neden yorar?' Doktor.

sizce neden yorar doktor fikriniz var mı?

a)mensup olduğumuz din
b)geleneklerimiz
c)aile yapımız
d)hepsi
e)hiçbiri

peki sizce bunları konuşmak bize ne kazandırır?
belkide batıdaki gibi daha çağdaş ve daha özgür olabiliriz ha ne dersiniz?

 
At 12:57 AM, Blogger doktor yagci said...

İsimsiz yazmaya devam eden arkadaşa: dediklerinde tamamen haklısın. Söyleyebileceğim bir şey ya da yazacağım bir savunma cümlesi yok. Game over.

 
At 2:40 AM, Anonymous Anonymous said...

OOO bakıyorum cephe kurulmuş.
Siper de kazdınız mı ? :)
Dostum mostum.Ne iş ?
(sanırım sizlerle daha önceden biryerlerde karşılaşmıştık.)

İsminizi yazmamakla elbette kaçak güreşiyorsunuz.Çok alaka.
İsim yazmadan yorum yapmak,basık,silik kişilik belirtisi oluyor azıcık.
Farklı isimle olsun,müstear isimle olsun,ama mutlaka bir isim olmalı.

Doktorun kimsenin desteğine ihtiyacı yok.
Ben düşüncemi belirttim.Kafanızda ne fikri uyandığına da asla takılmıyorum.

Cevap olarak yazdığınız şu yazılarda bile kendinizle çelişiyorsunuz..
Ama! Zihniyetiniz objektif bakış açısından fersahlarca uzakta.O aşikâr.
Tepkilerim birşeyleri değiştirir umarım deyip,baskı yapmıyorum demek nasıl ifade edilir?

Şakşakçı diyerek bayağılaşan şahsa;
Doktoru takdir ediyorum,etmeye de devam edeceğim..
Bundan sonra ne yazarsanız yazın sizleri kaale almıyorum.Cevap yazmaya,vakit harcamaya bile değmezsiniz...

Zehra

 
At 4:58 AM, Anonymous Anonymous said...

bu konunun çok uzadığının farkındayım. affınıza sığınarak sayın zehra ya son bir cevap verme ihtiyacı hissettim.

öncelikle yazınız ilk paragrafta hatayla başlamış. eğer böyle sağa sola sataşmak yerine noktanın virgülün nerede kullanılacağını öğrenseydiniz o arkadaşın kime dostum dediğini anlamaya muvaffak olurdunuz.

ben size birşeyleri anlatamıyorum. anlamamakta da direneceksiniz galiba. konuyu başka arenaya çekmenize müsade etmeyip kendime X ismini veriyorum. yazılarımın sonunda X göreceksiniz. umarım şimdi kaçak güreşmiyorumdur. acaba şu an basit, silik, kişilik belirtilerinden kurtulmuş muyumdur?

evet bencede Doktor un kimseye ihtiyacı yok. siz zaten yukarıda da açıkladığım gibi o fikirlerinizle Doktor a zarar verdiğiniz kanaatindeyim.

baskı konusuna gelince yanlışları göstermeye çalıştık Doktor a. benim burada yazdıklarımın yapılmaması durumunda yaptırımı yok ki sizin dediğiniz anlamda baskı olsun. siz doğru veya yanlış olduğunu bilemeden direk yorum yaptınız. neden bu savunma onu anlamış değilim? ya da neyi savunmaktasınız?

çok haklısınız kaale almayınız beni lütfen. çünkü kendisine ters gelen fikirler karşısında hatta bilgisi bile olmadan körü körüne, okumadan, düşünmeden affınıza sığınarak 'it ürür kervan yürür' iması yapan bir insana cevap yazmaktan hiçte zevk almadım. hatta bu cevabı yazdığım için rahatsızım.

Doktor ne diyelim her zaman haklılar kazanacak diye birşey yok. belki de siz haklısınızdır.

selametle..

bay X

 
At 7:21 AM, Blogger doktor yagci said...

Ustam bana yazma konusunda nasihatte bulunurken birkaç madde sıraladı:

a. Ey oğul, kişilerle biteviye tartışmaktan kaçın!
b. Ey oğul, yargılayanlardan uzak dur!
c. Ey oğul, canının istediğini yaz, sadece senden daha iyi yazdığına emin olduğun kişileri kaale al!
d. Ey oğul, kendinden çok emin olanlardan da kaç!

Budur

 
At 7:24 AM, Anonymous Anonymous said...

Bay x'e
İsterse isminiz yirmidokuz haften oluşsun,silik kişilik imajından asla kurtulamazsınız.Hatta kısaca aramızda size "zavallı" diyebiliriz.Çok yakışır.Dur dur,konuyu pekiştirmek adına aklıma bir de atasözü geldi:"sinek küçüktür ama mide bulandırır."Tek amacınız küçükken mahrum kaldığınız ilgiyi telafi etmekse arkadaşlar olarak size yardıma hazırız.Güvendesin bay zavallı.İçin rahat olsun.FADİMEGÜL

 
At 7:38 AM, Anonymous Anonymous said...

Doktor

size saygı duyuyorum. söyleyecek fazla birşey yok. elininizi vicdanınıza koyup ben buyum diyorsanız tamamdır. gerisi faso fiso. ama aklıma şu da geldi yazdıklarınızı okurken:

kaç Doktor kaç :)

fadimegül sizin yorumunuzun Doktorun yorumunun 3 dk arkasından gelmesi beni şaşırttı doğrusu. sayın Zehra nın türevi olmayasınız?

-----İsterse isminiz yirmidokuz haften oluşsun,silik kişilik imajından asla kurtulamazsınız.Hatta kısaca aramızda size "zavallı" diyebiliriz.Çok yakışır.Dur dur,konuyu pekiştirmek adına aklıma bir de atasözü geldi:"sinek küçüktür ama mide bulandırır."Tek amacınız küçükken mahrum kaldığınız ilgiyi telafi etmekse arkadaşlar olarak size yardıma hazırız.Güvendesin bay zavallı.İçin rahat olsun----

hiç tanımadığınız bir kişi hakkında bunları yazmak garip. diyecek fazla birşey yok!

selametle...

 
At 7:46 AM, Anonymous Anonymous said...

bu arada radyoda hiç hiç isminiz zikredilmemişti sayın fadimegül. ne büyük tesadüfler var!

yukarıdaki yazının sahibi de benim.

bay X selametle..

 
At 8:20 AM, Anonymous Anonymous said...

bay x'e,
size bahsini ettiğim yardımı şahsen ben üstleniyorum.insaniyet namına.doktorla yorumumuzun peşpeşe gelmesi sizin şahsi" esen yelden hile sezerim" felsefesinin doğal sonucu olur olsa olsa..senin gibilerin karakteristik özelliğidir paranoya.ya senin durumun harbiden ciddi bak bu arada.radyoda ismimin çıkıp çıkmaması meselesine gelince;sen dememiş miydin ismin ne önemi var diye.ha AYŞEGÜL, ha FADİMEGÜL.bak aklıma şimdi de güzel kısa bir hikaye geldi:gangasterin biri yakalanır ve elektirikli sandalyeye oturtulur.tabi bu arada etrafta gazeteciler ,flaşlar ilgi büyük velhasıl.gazetecilerden biri "son birşey söylemek ister misiniz" diye sorar. seninki şu cevabı verir:"şu ilgi bana çocukken gösterilmiş olsaydı,şu anda şu sandalyede oturuyor olmazdım."durum bu bay zavallı.sizi tanıyıp tanımamam ve yorum yapmam meselesine gelince;bir güzel sözle cevap vereyim.büyükler der ki; "cahillik öksürük gibidir.gizlenmez."sizin için yorum yapmaya yeter de artar bile bu veri.şimdi senin hiç dostun da yoktur hem.epey yalnızsın belli ki.bak evde besleyebileceğin bir kedi veya ne bileyim bir köpek iyi gelir sana.bilesin.oyalar seni.böylece işi gücü olan insanlara da daha verimli vakit geçirme şansı vermiş olup topluma faydalı bir insan olursun.FADİMEGÜL.

 
At 8:49 AM, Anonymous Anonymous said...

oy oy oy daha neler neler. bak benim söylediğim konuya gelmişsin sonunda. burada isim belirtmenin tanaınmadıkça bir anlamı olmadığına ve formaliteden öteye geçmediğini anlamışsın bak bu sizin için iyi bir gelişme. evet aynen sizinde söylediğiniz gibi esen yelden hile sezerim. özellikle fırtınaya dönüşecek gibiyse. forumu inceledim bayağı. ilk defa yorum yazıyorsunuz. ilginçtir ki bana yüklenerek. yoksa birilerinin maşası mısınız sayın zihniyet? siz burada bana ilgi gösterildiğini mi ima etmeye çalışıyorsunuz anlayamadım. size saldırmayacaktım son ana kadar. ama dayanamayacağım artık. birilerinin yalakalığını yapıp başkalarına çamur atarak kişilik kazanamazsınız. YALAKA olmaktansa sizin burada sarfettiğiniz aslı astarı olmayan bütün suçlamaları kabullenebilirim. sayın YALAKA FADİMEGÜL..

seviyeyi düşürmekte üzerinize yok tebrik ederim..

X

 
At 8:51 AM, Blogger doktor yagci said...

Daş yok mu daş?

 
At 9:05 AM, Blogger doktor yagci said...

Bu arada yorumlarimizin arka arkaya gelmesi de birşey ifade etmiyormuş gördüğünüz gibi. Sevgili arkadaşlar nedense ben coşamıyorum, özür dilerim. Bay X kardeşimiz de önemli misyon üstlenmiş insanların ciddiyeti var. Bu da beni maalesef güldürüyor. Özellikle savunmaya ihtiyacı asla olmayan birisini bir insan savunmak istiyorsa bu samimiyetinden gelir. Zehraya bu açıdan teşekkür ederim. Beni tanıyan, gören, her daim konuşabildiğim birisi olarak "abi yorum yazayım mı?" demeden kendi insiyatifi ile yazması gayet iyidir. Fadimegül kardeşimizi de severek karşılamakla birlikte "aman usuletimizi kaybetmeyelim, kimse icin kisilik yorumlari falan yapmayalim" diyorum. Türkçesi "saldirgan" olarak tercume edilebilecek olan ingilizce "offensive" kelimesi bay X in tavrını açıklamak için yeterli. Benim cephemde durum bu..

 
At 9:17 AM, Anonymous Anonymous said...

Doktor malumunuz offensiv in bir çok Türkçe karşılığı var kabul etmiyorum :) yanlış anlamalara yol açabilir.

ben savunmaya karşı değilim. ama konu hakkında bilgileri olmadan hatta neyi kastettiğimi bile bilmeden böyle kişiliğe karşı savaş açması sadece acımı hissi uyandırdı bende. ben oradaki neredeyse bütün yazıları okuyup fikir beyan ettim.

bence alkışçılardansa iğnecileri tercih edin. ciddiye alma konusunda..

bay X

 
At 10:20 AM, Anonymous Anonymous said...

bay x!e,
bu kadar ilgi yeter sana bay x.daha fazla vakit ayıramayacağım.samimiyetle itiraf edeyim ki canım sıkılıyordu.biraz makaraya sarayım şu bay x'i dedim.ama inan ki sıkıldım.gerçi büyük sözü dinlemek lazımmış.onlar der ki;"cahil bir insanla aynı ortamı paylaşmaktansa yalnız kalmayı tercih edin."sana kolaylıklar.benden bu kadar.ha şu kedi köpek meselesini bir daha düşün bu arada.FADİMEGÜL.AYŞEGÜL de olur.sana uyar nasılsa.

 
At 10:38 AM, Anonymous Anonymous said...

ben şu yukarıdaki yazıyı kim yazdı onu merak ediyorum. buraya devamlı yorum yapan en fazla 5-6 kişi gördüm. onlar sizin şakşakçı olduğunuzu tespit etmiş. ezelden beri hemde. sayın zehra. umarım olgunlaşıp kişilik kazanırsınız. ama merak etmeyin ilerde a üniversitesinde yalakalık kürsüsü açılırsa ders vermek için ilk önereceğim kişi sizsiniz.

x

 

Post a Comment

<< Home

Mesothelioma Asbestos, Mesothelioma Cancer, Malignant Mesothelioma, Mesothelioma Attorney.
Mesothelioma